Tek derdimiz havelkanın önünde park yeri bulamamak. Gece kafepi de cluba gidicez mesela, ulan bu gece ne içsek?
Clubta niggas in paris çıksa da o bize ayrılmış merdivenlerde saçma sapan dans etsek. Gece çıktık diyelim. Köfte mi yesek kokoreç mi yesek? Yedik diyelim, eve mi gitmesek napsak?
3 araba peşpeşe konvoy halinde evden alır, eve bırakırlardı. Gençtik ya. Gencecik. O zamanlar harcadığımız parayı şimdi harcasak ev geçindiremeyiz. Nasıl bir enerjiyse haftaiçi 4te eve girip 7de işe giderdim. Şimdi haftanın sadece 1 günü bile uykusuz kalsam, en az bir akşam 19:00da yatıp sabaha bağlamadan geceyi yorgunluğum dinmiyor.
Topu topu bir elin parmakları kadar arkadaş. Ne eş var ne çoluk çocuk. Serseri mayın gibi Eskişehir'in içinden geçtik. Ne bulaşabiliyorlardı, ne erişebiliyorlardı.
Seneler de o elin parmakları kadar geçti birden. Göz açtık kapadık neredeyiz? Bugün eskişehirde hastanenin 7.katından bir pencereden gördüğüm tek şey, yorgunluğumuz. Hepimizin apayrı dertleri oluştu. Aşk acısı, evlat derdi, ana-baba dertleri. Ölümler, ev geçindirme sıkıntıları. Kaybolup gittik şehrin içinde. Ama hiç bırakmadık birbirimizi. En büyük şansımızdır. Hiç kopmadık, o omuzlar yanyana. Hiç koparamadılar.
Ne diyordum. İsterdim ki o 4-5 sene önceye döneyim, bir Cuma gecesi delirmişçesine park yeri arayayım, Havelkanın en köşe masası ayrılmışçasına gideyim, bir duble Chivasımı söyleyeyim, Seçkinle sohbet ederken kapıdan benim adamlar girsinler sırayla, Safa Gürkan Yasin. Sonra napsak ne etsek, Pi de bulalım kendimizi. Change the way you kiss me çalarken havaya kalkmış ellerle oooh oh yapalım.(bunu da eskişehirlilerden başkası anlamaz) İsterdim evet. Tan şarkı söylesin, biz bir şişe viskiyi açtırıp en önden keyifle dinleyelim şu an. İş çıkışı dükkanları gezeyim, birinde çay birinde kahve içeyim. Canım sıkılınca ağlamak için Bayrağa araba çekeyim. Ağladığım da dert sandığım dert olmayan şeyler olsun. Ama zaman geçiyor. Büyüdük. Yine de keşke büyümeseydik dediğim an bir kaç saniye. Çünkü biliyorum şimdi kocaman bir ailede sade limonlu bir çay bize yetiyor. Defneyi koklamak yetiyor. Kahvenin yanında sohbet yetiyor. Sarılmak yetiyor. Dertleşmek yetiyor. Bu koca aile "her şey yaşında güzel" dedirttiriyor.
Sağlık olsun da herşeyi hallederiz. Yanyana biz herşeyi hallederiz. Sağlık herşey. Sağlık olsun da gerisi boş, berabersek yaşlanmak bile güzel.
Oh be..!
Koy çayı Safa, dükkana geliyorum. :)
~Özlemişim ya burda olmayı. Öyle ya da böyle, çok özlemişim.
Esesten sevgiler.
Edit:Kahve de olur. :)))
Edit2: Toffee Nut Latte miiii??????
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder