Biraz sakinliğe, bir kaç büyük yudum alkole ve her şeye rağmen parıldayabilen yıldızlara olan ihtiyacım muazzam. Bence hayatla ilgili yanlış giden şeyleri toparlayıp bir bavula koymalı ve bavulu bir seyahat esnasında kaybetmeliyim. Bırakayım gitsin demedim bakın, uçurumdan atayım hiç demedim. Çünkü böyle kendi isteğimizle bıraktığımızda daha çok seviyoruz kötü, aslı kötü şeyleri. Sanki kötülükleri unutup, kötü bildiğimiz her ne varsa daha çok seviyoruz. Bir seyahat esnasında kaybolmalı her şey. Evet bir bavulla. Ve bir daha gelmemeli.
Biraz martı olsa etrafımda ne zararı olurdu ki sanki? Biraz martı sesi, bir büyüğe (hani şu danışılacak olan) ve her şeye rağmen doğabilen güneşe ihtiyacım muazzam. Bence kendimle ilgili saçma şeyleri kolilere sığdırıp hiç yolunu bilmediğim, dönüp tekrar gidemediğim bir evin bodrum katına koymalı ve unutmalıyım. Tekrar alabilecek olduğumda, atmaya kıyamayıp gidip alacağımda yani, ulaşamamalıyım. Yoksa delirmiş gibi bir kaç saat içinde gidip geri alabilirim. Çünkü delirmiş gibi değilim, gibisi fazla. Deli bir kadın kedileri sevip, onlara döktüğü zamana acır ya, delidir çünkü. Öyleyim. Ve evet kediler bir haberdir olup bitenden. Nankör kediler.
Belki de biraz uyumak iyi gelecektir.
Tek yapmam gereken şey uyumak.
Öyle bir uyumak ki...
Sakinlikle,
bir kaç
damla
daha
alkol
aldıktan
sonra,
yıldızları
inceden
süzebildiğim,
martı
sesleri
duyabildiğim
bir
bahçede,
rakı
şişesine
kafa
atmış
bir
babanın
(ki
her
şeyimden
ötedir)
göğsüne
yatıp,
ağlayarak
uyumaya,
gözlerimi
o
sıcacık
ellerin
silmesine,
güneş
doğuşuna
kadar
o
ellerle
sarıp
sarmalanmaya
ihtiyacım
muazzam.
..
...
Basit
değil
mi?
Uyu bubum.
B.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder