26 Haziran 2017 Pazartesi

Dublin

Dublin'deyim.

Sanki seneler geçmemiş gibi, köşede Bülent Abi göz kırpıyor. O bile yaşlandı sayılır. Babam'la çok eskidir ahbaplar. Çok severler birbirlerini. Eskişehir'de kaliteli ne varsa bu adamın eli vardır. Hiç yoksa mutfağına dokunur, muhteşem yapar herşeyi.

Biramı yudumluyorum. Çalışayım diye açtım bilgisayarı ama sıcak çok yorucu. Güzel bir şarkı başladı aklıma o akşam geldi.

Armin elinde su hortumuyla çimleri suluyor. Safa'nın canı peynirli patates çekmiş yine. Dublindeyiz. Gürkan soda söylemiş, Yasin Esin Mert Ogün ben bira içiyoruz. Esin o zaman hamileliğe baya uzak tabi :) Peynirli tırtıklı patates gelir gelmez yumuluyoruz tabi ve hemen bitiyor. İşin garibi Safa çığlığı basıyor, "Bir tane daha gönder Birtan" Armin koşarak geliyor. "Sizin şarkıyı açayım mı?" diyor. "Aç" diye bağırıyorum. Çünkü çok garip değildir ki, müzik işine kafası takık bir ben varım bu grupta. =)

O zamanlar Oscar and the Wolf'u kimse bilmez, biz mekanlarda açtırırız öyle kafalar.  :) Açtı şarkıyı (link aşağıda). Geçti su hortumunun başına, "hazır mısınız" falan, "ulan noluyor" derken bizim o hortumla sırılsıklam olmamız bir oldu.

Mekan boş, olsa bile çok umrumuzda değil tabi. Kahkahalar üstüne bir tabak daha patates yemiş sonrasında da köşedeki kokoreççi "by Ramazan"a gitmiştik. Gürkan çok sever diye. Sadece o sever diye birer çeyrek koko da biz yemiştik.

Zaman tatlıca geçiyor gidiyor be çocuklar. Bu akşam yine Dublin'de büyük bir buluşmamız olacak. Armin yok. Suyla ıslatılsak kızarız bile belki, çok büyüdük. Ama elimiz Defne'oşta, gözümüz Ada'mızda olacak. Yine çok güzel, çok eğlenceli bir akşam bizi bekliyor biliyorum.

Sizi çok seviyorum en güzel Ailem. Çok!

Hadi gelin. Hazır masamız =)

şarkı : https://www.youtube.com/watch?v=oIhNoeKFwbE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder