21 Haziran 2017 Çarşamba

Dönence

Çok zor zamanlar atlattık. Biz onunla çok zor zamanlar atlattık.

Bu sefer geçemeyeceğiz sanırım dediğim bütün yolları onun elini tutarak geçtim. Hepsini.

Hataların üstüne örtü mü örttük, kaldırıp çöpe mi attık bilmem ama, 9 yıllık hayatımızın en zor zamanlarını son 6 aydır yaşadığımız bir gerçek. İstanbul'a ilk geldiğimde buhranlıydım kabul. Haklı haksız bütün sebeplerle kendimi aşağıya çekerdim. Ama son 6 aydır, ben çekmedim kendimi aşağıya. Belki de o ayak bileğimden tutan eli itebilirdim, itmedim tamam. Ama ben çekmedim kendimi kuyulara. Bu birikmişlikler, 27 yılın yorgunluğu, şehir kalabalığı, iş stresi derken kendimi sürekli sakinlik için gittiğim yerlerde ağlarken buldum. Evimin her köşesine matem saldım. Onu, en çok onu yıprattım. Hiç yılmadı. Benim tanıdığım adam zaten yılmazdı, ama benim tanıdığım adam 9 yıl öncedeydi. Bunca sıkıntıya, zorlu yola rağmen bir dakika kendini bırakmadı. Ne kendini ne de beni.

Neyse neyse, fazla söze gerek yok işte. Bir konser hayatımızı değiştirdi. Aslında bizim hayatımızı değil, beni değiştirdi. Ne çok severmişiz birlikte ıslanmayı. Ne çok özlemişiz deliler gibi el ele yağmurda koşturmayı. Özlemek güzel şeymiş şimşek gibi çakıveriyor kafasına kafasına insanın.  Reddediyoruz büyümeyi. Reddedicez. O kar yine yağacak, üşürüz diye düşünmeyip koşa koşa atlayacağız üstüne karların. O gök gürleyecek, korkumu ona sarılarak dindireceğim. O Avrupa'ya yine gidilecek, aynı yollar geçilecek, o geceler o gündüzler bütün kötü anıları silecek.

Hatalarımla yüzleşeli çok oldu. Böylesine ölmeler bitmeler ondan ya zaten. Ama "Bitti" dedim. "Ben bitti diyorsam, BİTTİ." Ben öyle dediğimde gözleri parladı. O sarılışı büyülü gibiydi. O büyüyü bozmamak için herşeyi yaparım artık.

Sonsuz kez söyleme kararı aldım. İçimden, dışımdan.

Beni bırakma!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder