29 Nisan 2017 Cumartesi

Renk

Yanyana yakışmayacak bütün renkleri, yanyana boyamışlar gibi. 

Hayatımdan bahsediyorum. Benden.  

Burcu öyle bir şey gibi. Yanlış renk seçiminden hallice yani. 

10 Nisan 2017 Pazartesi

Sensiz Olmaz

Herşey o bayrağın altındaki kuytu köşeye çekilip, sakince kendimle konuşmamla başlamıştı. Gecenin saati, ayın yönü önemli olmuyordu. Bulut varmış, yağmur yağmış, umursamazdım. Sonuçta ordaydı, ya aşağıda ya yukarda, orda bir yerlerde. Ne zaman çok yalnız hissetsem, kendimle değil de onla konuşurmuşum hissi kaplardı içimi. Yollar beni Eskişehirden koparttığında, bir İstanbul akşamında, gözüme göz kırptı. Ben hala burdayım der gibi. Peşinden yakamozunu da getirmişti ama çok da umurumda değildi. Sevmek fazlalıkları gerektirmezdi çünkü, varlık yeterdi. İçim rahatlamıştı o an. Hiç ayrılmayacaktık. 

Ay, dede olduğundan beri armağan gibi bana. O ışığı ne zaman görsem içime bir umut saplanıyor o yüzden. O umut da alıyor beni hep aynı şarkıya götürüyor.

"Sensiz olmaz."


9 Nisan 2017 Pazar

27

Çocukken hayatı çiçek bahçesi gibi algılıyoruz sanırım. Her yer çiçek, rengarek. Hiç solmayacaklarmış gibi hani. 

Sonra büyümeye başlayınca, çiçeklerin yavaş yavaş soluşuna şahit oluyoruz. Solan her çiçek ardında korkan bedenler bırakmaya başlıyor. Zaman hızlıca akıp giderken hayatın o çiçek bahçesinden ibaret olmadığını yüzüne vuruyor insanın. Anlıyor ama sindiremiyor insan. Çiçek bahçesi, bataklığa dönüşüveriyor. Bataklıkta açmış bir kaç çiçek solmasın diye onlara tutunmaktan başka çare bırakmıyor insana. 

Sindirmek lazım o bataklığı, büyümenin en kötü yanı o bataklık. Ve tutunmak lazım o çiçeğe, miniminnacık bile olsa umut veriyor diye. 🍀 

8 Nisan 2017 Cumartesi

Boş

 "Biz bu acıları" dedi karşımdaki kadın, "Ne için çekiyoruz Burcu?" 

Zor soruydu, belki de son zamanların en ağır sorusu. "Hangi acıları?" diyemedim. Çünkü gözlerimden anlar bir yanı vardı. Yalan söyleyemezdim gözlerine baka baka. Uzun süredir beklediğim bakışları bulmuştum, yalanla kaybetmemeliydim. "Boşver" dedim. Klasik konu kapatma çabalarıyla. "Boşvermek diye bir şey olamaz, ben hiç boşveremem ki"  dedi. Ama bu sefer cevabım hazırdı.

"Öyle de güzel oluyormuş ki, bu acıları bu yüzden çekiyorum. Hayatta boşverilmek var, ama sen hiç boşverme!" dedim. 

"Ne mutlu senin seveceğin kadına" da dedim, ama içimden. Çünkü bu geleceği ne kendi biliyordu, ne de o kadın. Henüz bulamamıştı herhalde. Ama elbet bulacaktı.

Yıllarca İstanbul’da böyle masalarda çok oturmuştum. Ama ne o kadınlar gibi gülenine, ne de o adam gibi sahiplenenine Eskişehir’den beri rastlamamıştım. Kaybetmemek mottom oldu o kadınları da, o adamı da. Üstelik bundan haberleri bile yoktu.

Onlar sadece tek bir şey yaptı. 

Boşvermediler. 

Siz de sadece boşvermeyin.

Çünkü değer. Değer evet biliyorum. Boşvermemeye değer.

İyi uykular. 


5 Nisan 2017 Çarşamba

K

Korkak, küstah, karaktersiz.

K ile başlayan bir sürü kötü kelime yazabilirim evet. Neye yarar peki? Okuduğunuzda anlamayacaksanız hiç bir şeye. 

Yaşama sevincini kaybetmiş bir insana sadece acıdığınız için gelirseniz korkaksınızdır. 

Her cümleye kendinizi savunacak yalanlarınız varsa küstah. 

Ve birinin başlı başına bütün duygularıyla oynacak bir insansanız da karaktersiz. 

Kadınım ben. Kadın. 

O da K ile ama, güzellik demek. Kadın olsaydınız keşke, adam demezdim. Onu demeyince de biraz hafiflerdi suçlarınız. Ama ben en yüksek yere astığım şeyi indirmesini de bilirim. Bildim. 

Artık adam demeyeceğim. 

3 Nisan 2017 Pazartesi

April

Güzel bir tını, kulaklarınızın pasını silmenin ötesinde kalbinize umut doldurabilir. 

Güzel bir adam/kadın da öyle. Bütün paslarınızı alır götürür, yerine yeni paslar getirmediği sürece de gayet umutludur. 

Bence güzel olan herşey insanlar için umuttur. Bizler biraz bilsek güzel olanların saçlarına tutunmayı, tokalardan ötesi olabiliriz. Yıldızlar da düşer saçlara, görmeyi bilirsek neden olmasın? Bir rüzgar esintisi Bodrum'u anımsatır, bir koku kalbi uçurur. Güzel bir adam/kadın, Bodrum'un rüzgarı gibi, sevdiğinin kokusu gibi, farketmez, umut dolduruverir insanın her hücresine. 

O güzelliklere yıldızlara bağlanmak kadar bağlanmalısındır. Ya da güzel olan herşeyi sevmelisindir. Evet bu "gereklilik"tir. Belki de tek gereklilik. Umut bağlanmak olmalıdır hayata. Bağlanmanın ipleri, güzelliklerdir ve üşenmeden tek tek bulmalıdır onları. O zaman ardısıra gelir güzellikler. Kadınlar, adamlar, rüzgarlar, kokular geliverir. Yıldızlar saçlarda görünür. Veya tınılar kalp kütletir. 

Nisan güzel geldi. Umutlu. 
Herşey güzel olacak. 
Yaz geliyor. Ve evet yaz güzel olacak. 

Güzel adamlar/kadınlar, güzel uykular. 
En az ben kadar umutla dolmanız dileğiyle. ☺️🙏🏻


Bub*