Karışığız aslında, İstanbul kadar karışık.
Milyonlarca insanız, paralel iki doğrunun gidişi gibi birbirine değmeden düzlemler arasında yaşıyoruz. Arada bir düzlemler değiveriyorlar birbirlerine, o sırada doğrular da dokunursa birbirine, dokunmuş oluyor işte. Ama sadece bir noktada kesişip sonsuzluğa doğru uzaklaşıveriyorlar hemen. Hiç üst üste gelmiyorlar, hiç üst üste sonsuzluğa gitmiyorlar. Düzlemler zaten zor, anlayışsız. Bir de doğrular kesiştikleri noktadan uzaklaşınca, birden bire "geçmişteki yanlış" oluveriyorlar.
"Farketmeden senin olmuşum" diyor Fikret abi. Söylerken doğrulardan mı yola çıktı, düzlemlerden mi bilemiyorsun. Düzlemlerden olsaydı, "kaybolup gitmezdi fırtınalarda" diyorsun, sonra da kapatıveriyorsun konuyu.
B.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder