27 Kasım 2018..
Bulut doğalı 9 ay, bu şehre geleli 3 yıl, birini, o sadece "o" olduğu için seveli 10 yıl olmuş.
Bazı şeyleri maalesef anlamak için fazlasını yaşamak gerekiyor olacak ki, 1 haftada yıldım hayattan. Ne uğruna koştum, ne uğruna onca parayı döktüm, ne uğruna hırpalandım şu an bilmiyorum. Zira gerçekten hatırlamıyorum. Unutmak istediğim her şeyi unuturum ben. Unuttum. Neden yaptım, neden oldu bilmiyorum.
Bugün öğleden sonra doktora uğradım. Adam karşısında beni görünce şok oldu. "İyileşmemiş miydin sen" dedi. Hüngür hüngür ağlamaya başladım daha uzanırken.
"Neden kendine bunu yapıyorsun"
"Neden yapmayayım ki? Hakettim."
İnsanı insanla cezalandırmamalıymışız. Öyle söyledi. İnsanı, kendi vicdanı öldürürmüş zaten. Psikolojinin tek kartlık oyunuymuş bu. İnsanı vicdanı öldürürmüş. Ruh hapsolurmuş. Çıkamazmış işin içinden. Öyle silahla, sözle öldürülmeye benzemezmiş yani. Hapsolmuş ruh basarmış boğazına boğazına. Hiç bir yatıştırıcı, etki etmezmiş nefes almaya. Napalım, öldürdük kendimizi işte. Doğarız elbet.
Bu arada benim için tabi ki çocuk oyuncağı bunlar. İlk değil, son da olmayacak. Olan bedensel sağlığıma, ruhsal sağlığıma, akıl sağlığıma, sağlığıma oluyor işte, hepsi bu.
27 Aralık 2016da bu duvarlara yazdığım bir yazıyı okutturdu bugün doktorum. Hatırlayayım diye, unutmayayım da diye 3-4 kez sesli okutturdu. Ve sonra şunu söyledi.
"Sen zaten her şeyi çözmüşsün bak, ben o düğümlerini tekrar tekrar hayatına sokmanı istemiyorum. Lütfen yapma bir daha. Yeni düğümler bul, ama eskileri sokma!"
Öyle işte. Olaylar böyle gelişince, eski düğümlerden almam gerekeni aldım. Yeni düğümlere kucak açtım. Çakralarım, düğüm bekliyor anlayacağınız. Varsa elinizde hazır? :)
(bkz:gelbenibul) (bkz:yibeni)
Hiç bir şey anlamadınız değil mi? Ben de anlamıyorum. Üstelik anlatamıyorum da.
Neyse aman, boşverin.
Mekanizmaları sevin. İnsanları değil. Ana tema bu.
Bir de okuyun bakiim, belki siz de çözersiniz düğümleri.
Kıyağım olur. Kim bilir?
B.
~~~~~~
-- Takvim, 27 Aralık 2016. İstanbul'a bakıyorum. Yine. Aynı manzaradan. O buhranlı dönemlerde kaçıp kaçıp geldiğim manzaradan bahsediyorum. Yanımda kimse yok. O zamanlar yakasından tutup, istese de istemese de zorla Ogün'ü buraya getirtirdim. Allah'ı var o da çok sever burayı. Şimdi yok. Muhtemelen adalar manzaralı ofisinde çalışıyordur şu an. Benden çok da kötü durumda değildir yani. Hava güzel, yazdan kalma ancak ayazlı biraz. İçime rüzgar üflerken karşımda, yanımda, etrafımda oturan insanların dikkatlice bana baktığını farkediyorum. "Ne yazıyor acaba" diyorlar muhtemelen. Bilemezler ne yazdığımı, sorsalar söylerim. Ama sormayacaklar. İstanbul böyle çünkü, bir adım geriniz sizi izleyenlerle dolu, size -arka çıkanlarla- değil. Kocaman kalabalıkta yapayalnızsınız, ve bunu ben bile öğrendiysem, hepiniz öğrenirsiniz. Buraya tutunmak için insanları tercih etmemelisiniz. Denedim. Olmuyor. Buraya tutunmak için, martılara, deniz manzarasına, havasına sarılmalısınız. Evet yani başından beri doğru şeyi yapıyorum. İstemsizce, bir kaç doğru yönlendirmeyle, düşe kalka anladım bunu. Ve evet, büyüdüm. Suçlu 2016 değil yani, suçlu benim biraz. Eskişehir suçlu belki de. Hep arkamda destek olmayı tercih ettiği için Eskişehir, büyüyememişim meğer. 2016 değil, İstanbul öyle bir büyüttü ki beni. İnanılmaz haldeyim. Geldiğim yere, olgunluğa inanamıyorum. 1 sene içinde iş değiştirebilecek vurdumduymazlığa ne zaman geldim? O şirketten çıkarken bir kaç gözyaşından başka hiç bir şey dökemediğime inanamıyorum mesela. Duygusal olarak bir şeylere bağlanmamak için oluşturduğum muhteşem mekanizmam devrede. İnsanlara olan bağlılığım yüzeysel, hele de hayatıma yeni girenlere. Onlar var olsunlar hep ancak, asla derinleşemeyecekler. Sevdim dediğim hiç kimseyi kendimden çok sevemiyorum artık. Mekanizma buna izin vermiyor. Kendimden çok sevdim diye kendimi kandırmaya çalışsam da bir şey oluveriyor, bir cümle bir davranış, kızıyorum ve evet ÇAT! bitiveriyor sevgim. Kendimi hep daha çok sevmeye odaklandım bu şehirde. Çünkü ben kendimi sevmezsem, o da beni sevmiyor. Şehir yani. Sevmiyor. Ne olursa olsun beni sevecek, ve benim onları seveceğim yeterince dostum var. Fazlasına da ihtiyaç duymuyorum. Mekanizma sağlam.
Beni bana sevdiriyor,
Şehri bana,
Beni de şehre... --
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder