Gözüme güneş giriyor.
Evet evet. Karşı camdan, :) 2017nin son günlerinde gözüme gözüme güneş çarpıyor. Kış değilmiş gibi sanki bir şeyler fısıldar gibi yaptı sanırım. Bilemedim. Ama düşündürdü. Başardı belki de.
2017. Ne seneydi be. Geçen sene tam da bu zamanlar, bazı masalların bitmemesi için dua eder bir haldeydim. Yeni gelen masallara, yazılar yazar, güzel haberler bekler bir modda sakince iç geçirirdim. Kimse bilemiyor geleceği. Çok güzel bir sene yepyeni bir iş yeri derken, öyle hayallere dalmıştım ki, 2017nin ilk yarısında yaşayacağım hüsranların hiç birine hazırlık yapmamıştım. Nasıl böyle yakalandım bilmiyorum. Ben hiç hazırlıksız kalmam. Üstelik yapayalnız da kalacaktım. Onca kalabalığın içinde yapayalnız. İç yakıcı hikayeler.
Neyse işte. Bir film karesi gibi 2017nin ilk 6 ayı. Çok da hatırlamaya çalışmıyorum artık. Bir deniz kenarı görseli var gözümün önünde. Yanımda hala varlığına şükrettiğim, hala da en çok tutunabildiğim insanlardan biri. "At" demişti ne varsa. "Seni anlıyorum, bana anlatma, ama at artık." Çok ağladım ben o gün orda. Bir daha da gitmedim. Ama herşeyi orda attım biliyorum. Hepsini deniz kabuklarına, taşlarına, kum taneciklerine yazarak attım o gün.
Sonra bir daha ne ağladım. Ne düştüm. Ne ataklar geçirdim. Ne de geriye dönüp baktım.
Bazen ince bir çizgi ayırıveriyor hayatınızı bir yerden. Benim için o ince çizgi, tam da 2017nin 17 Haziran gününde ayırıverdi ömrümü iki yerden. Çok acı çektim, çok yıprandım senelerce. Ama hiç böyle ikiye bölüneceğimi akıl edememiştim. İyi de oldu ya bir yandan yalan yok. İnsanı böyle anları büyütmüyor mu zaten. 27 yaş sendromu halt yesin, ben her gece gözyaşı dökerek büyüdüm bu yıl. O kuyular falan, çıkıldı içlerinden ya, söylemesi çok basit geliyor. Yazması da :) Ama ben tek başıma iyi bile dayandım. Güçlüsün derlerdi ama güçlüsün diyenler bile böyle güçlü olacağımı düşünmezlerdi bilirim. Şimdi onlar ben bizler hepimiz şaşkınız işte. 2018 öyle şaşkınlıklarla geliveriyor.
Bir yandan da tekmelerle. :) ah unutmadım seni, seni unutamam!
Serçe parmağımdan da küçük ayaklı bir şey, tekmeleyip duruyor içerden şu an. Güneş hala gözlerimde. İyi kileri sıralamak lazım şimdi. Sonra da yavaştan bitirmek bu yazıyı.
Sevgilim.
Küçük sevgilim.
Ağlarken susanım.
Sigarasının son iki fırtını uzatanım.
Rakı kadehlerine hasta olanım.
Süpriz gibi gelip yıllardır tanırmışçasına bir kitap, bir şarkı, bir şeyler hediye edenim.
- Hayatımı değiştirenlerim.
2017 ikinci yarısı sahiplerim!
Sarılıp öpenim.
Sarhoşken beni daha çok sevenim.
Gözleri hep gülenlerim.
Kahkaha attıklarım. Beraber bağırıp çağırdıklarım.
Her cumartesi içemediğim rakıya rağmen "rakı mı içsek" mesajı aldıklarım.
Tekmelerini sevdiğim.
En çok da sen!
Sevgili tekmelerini sevdiğim! :)
-----
Hoşçakal 2017 kod adlı çöp torbası. Kemiklerin, kanların ve sen. Hoşçakal!
O sana rağmen biriktirdiklerim var ya. Biz hani! Kaç-tık! =)
Eyvallah.
B.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder