11 Eylül 2012 Salı

Batık Şehir

"Bundan böyle kolay üzülmem artık...."

Yarı yolda bıraktığınız hayatlar? Nerelerdeler şimdi?

Kaçı hala sizden bir haber aldığında size koşabilecek kıvamda?

Peki ya kaçı hiç arkasına bakmadan bırakabilmiş sizi?

Aşk ne şaşkın, ne haylaz bir adam aslında.. Aşk en zor erkek, en zor kadın değil de ne?

Sevdiğim hayatların içinde, gözleri parıl parıl parlayan bir adam vardı ki.. Asla unutamam unutmam..

İşte o adam azıcık mutsuz olduğunda, içime saplanan binlerce gözyaşım vardı.. Gözyaşım her akışında, o kalbimi avuçlarında sıkardı, ama aslında dünya üzerinde ki en anlayışlı belki de en olgun adamdı.. Nasıl acımadan sıkardı içimdeki o ufacıcık sevgi tohumunu?

Yıllar geçtikçe, belki de onun yaşlarına geldiğimde anlayacaktım, vefasını değerini sevgisini aşkını..

"Batık şehirim ben.."

"Batık şehirleri görmeye gelen çok olur" derdi..

Ben, "Benim gibi misafir bir daha gelir mi sanıyorsun be adam" diyemeden gitti..

Hep mutlu olsun diye, hep mutlu olayım diye gitti..

Ne var ki, avuçlarında ufacıcık bir şey unutmuş olucak, şimdi içim bir buruk..

Geri getirir mi dersiniz? Sanmam..

Belki o parıl parıl gözler yine öyle baksın, ama benim içim hep öyle buruk kalsın diye..

Belki de.. Belki de, dünyanın en değerli batık şehirini gezmeye tekrar gideyim diye..

Kimbilir......... :)


(Babalarin en aşık olunasına...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder