Aklım, yüreğimi susturma kararı aldığı gün yazı yazmaktan vazgeçmiştim. Şimdi aklımın iplerini saldım sanırım yeniden yazasım geldi. Birden bire hem de, bir şarkı veya bir olay beklemedim.
Zamanı düşündüm bugün biraz. Ne kadar hızlı ve ne kadar hırslı bir şekilde geçtiğini. Ömrümden bir 6 ay daha geçmiş de haberim yok.. 6. maaşımı almama günler kalmış.
Korkuyorum. Sanırım hep büyümekten korktuğum gibi, yine büyümekten, dünyanın sonsuzluğundan korkuyorum.
Ben korktuğunda hep kaçmayı tercih etmiş bir hatun oldum bu yaşıma kadar. Ne gidip birilerine sarıldım. Ne de dimdik durup savaşmayı tercih ettim. Hep yalnızlığı, korkularımdan kaçmayı seçtim ben.
Ama şimdi büyümüş olucam ki, azıcık da olsa savaşıyorum. En azından savaşmayı öğreniyorum.
Peki akıl oyunlarım neden savaştığımı farkedip beni biraz rahat bırakmayı hiç düşünmüyor merak ediyorum. Yeterince savaşmıyor muyum? Yoksa...
Yoksası yok aslında. Akıl dediğim ne ki? Onu da ben kontrol etmiyor muyum sanki?
Akıl dediğim şeyin iplerini salıp yazmıyor muyum bu satırları.
Ooff..
- İyi misin sen?
Çok mu belli kötü olduğum. Nedenini bilmeseniz de olur..
Olsun be! demek de zor artık,
Hem çocuk düşlerimiz de yok artık.. değil mi?
Yüreğim konuştu, aklım dinledi.
Yüreğim konuştu, aklım anlamadı.
Düşlerim de sustu.. yok yok, bu gece sadece yüreğim konuştu..
"kim ki dinlerse yüreğini.. bulur en tenhadaki düşlerinin en güzelini. Ama ya asla uzanamazsan? İşte o zaman, sustur yüreğini .) "
Sn. Ceren MUTLU'ya ithafen yazılmıştır. :)
"kim ki dinlerse yüreğini.. bulur en tenhadaki düşlerinin en güzelini. Ama ya asla uzanamazsan? İşte o zaman, sustur yüreğini .) "
Sn. Ceren MUTLU'ya ithafen yazılmıştır. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder