Engel olamadığım derecede yazmak istiyorum. Sürekli ama sürekli. Sürekli devam eden bir koşma isteğim var. Koşarak bir yerlere çıkıp bağıralım istiyorum. Boyaya bulaşalım istiyorum yine, acaba diyorum atölye gibi bir yer satın alsak da, orada çıldırsak mı? Dans da ederiz hem?
Sonra gözüm düşüyor. Suratımla beraber. :)
"Vaktin mi var Bubukçum?"
Yok. Yok. Gerçekten yok. Öyle bakma bana. Sanki önceliklendirmediğim için zaman ayırmıyormuşum gibi hissettiriyorsun. İnsan bile bile bunu kendine nasıl yapar? Yapamaz. Ben de yapamam. Ama gerçekten bazen sadece nefes almaya odaklanıyorum. O bile 3 dk sürüyor. Odak problemi mi acaba bu? Hı? Ne dersin? Odaklanamıyorum mu acaba? Ondan mu tüm bunlar?
Evet sebebini bulmak lazım. Doğru soruları soracak birine ihtiyacım var. Bana doğru soruları kim sorabilir? Sen mi?
Haydi gel seninle bir oyun oynayalım. Bana "sen hiç" ile başlayan sorular sor. Olmaz mı?
Neden bu kadar hayalisin? Kendimle konuşuyor gibi oluyorum senle konuşunca. Neden bu kadar hayalisin?
Hemen çemkirme. Biz de biliyoruz insan kendiyle konuşmalı arada bir. Ama ya kendiyle baş edemiyorsa? O zaman ne yapmalı?
Sen hiç yağmurda koştun mu?
Dur soruyu değiştiriyorum.
Peki ya sırılsıklam olana dek koştun mu?
O zaman beni anlarsın. İnsan kendinden kaçmak için de koşar. Islanınca temizlenir diye hem de.
Yok. Yok. Gerçekten yok. Öyle bakma bana.
Koşmaktan değil hem, ben kaçmaktan yoruldum. Ama itiraf gerektiren cümlelerim var.
Duymak istersen diye :) Gel mi demeliyim?
Kendiyle baş edemiyorsa insan, belki de baş etmeye çalışmaktan vazgeçmeli?
Ama bu senden ayrılmam demek olur ki, iyi değilimdir ayrılıklarda.
Sen benden ayrılsan ya?
Ha? Ne dersin?
--
B.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder