Vay haline adamın..
Bir kaç gündür devam eden migren atakları neticesinde hamileliği ne kadar özlediğim aklımdan çıkmıyor. Migrenim yaklaşık 14 aydır tutmuyordu. Hamilelik buffer gibi baş ağrısını önlermiş ben de o dönem öğrenmiştim. Şimdi onca ay tutmayan başım, sanırım onun acısını çıkartası var ki bu sefer, kanırta kanırta ağrıyor. Her gün aynı saatte tutup, ilaç içmeme rağmen bir kaç saat sürüp, asla uyumama izin vermiyor. E öyle olunca, uykusuzluk da vuruyor tabi inceden. Neyse ki bünyem uykusuzluğa bizim minik herif sebebiyle alışkın. Öyle olmasa bu kadar direnemezdim bile, atmıştım beyaz mendili belki de.
Ne zaman başım ağrısa aklıma çok tatlı bir anım geliyor. Ben küçükken (yaş 17 küçüleyim de cebime gireyim) ilk migren teşhisim konduğu dönemlerki doktorum, eğer başın ağrırsa çok sevdiğin ancak bayadır sesini duymadığın birini ara demişti.
"Sesini duyunca mutlu olacağın için salgılanan hormonlar migren atağını bastıracak, duyduğun heyecan adrenalini arttırınca kafandaki toksinlerden daha çabuk arınacaksın. Ama telefon konuşmasını fazla da uzatma, radyasyon tehlikeli."
4. gün bugün. 15:30da tutmasını beklediğim migrenim, kapıyı yavaştan çalmaya başladı. Ben de düşünüyorum şimdi, kimi arasam, kimi arasam. İşin garip tarafı, (uzun zamandır konuşmadığım) ve sesini duymaktan mutluluk duyacağımı düşündüğüm insanları aramamak için bir sürü haklı sebebim birikmiş. Sıradan geçerken isimleri, ay o bana trip attı, ay o beni sattı, oof o beni hiç aramadı, aman şimdi sevgilisi görür bir şey söyler, o mu olur bu mu olur derken, arayacak kimseyi bulamadım. Ne yapayım?
Bu iş beni sinir hastası edecek nerdeyse derken dedim açayım iki kelam yazıp rahatlayayım. Soruyorum a dostlar, o zamanında çok sevdiğiniz, ama sizi, dostluğunuzu, hayatınızı terk eden insanlar bir telefon kadar yakınınızdalar mı? Mesela aylardır sesini duymadığınız bir adamı, migrenim tuttu seni aradım diye arar mıydınız? :)
Neyse. "Bir kaç hap daha fazla içer, kurtulurum bu migrenden de, kimi arasam mevzularından da." dedim kapadım konuyu. Haliyle bana yaramadı ama belki size yarar diye güzel de bir yöntemmişçesine sizinle paylaştım >migrenkovar<ı. Deneyin dilediğiniz gibi.
Benden veto, benden pes. :)
B.
13 Eylül 2018 Perşembe
3 Eylül 2018 Pazartesi
Boş Gemiler
Yüzyüzeyken konuşuruz, ne zaman yeni bir şarkı çıkartsa, dibine dibine çekiyor beni. Sizi de öyle mi? Ah pardon ama biz bu grubu severken bu adamlardan nefret eden tipler vardı, şimdi hepsi hasta(!) ya, ben biraz soğudum bu arkadaşlardan yalan yok. Yine de güzel müzik duyunca dayanamayıp sevme refleksi gösteriyorum. Çok mu umurlarında? Sanmam. Olsun belki bir gün bu saçma kitlelerinden kurtulup bize geri dönerler. Yazım baki. Açmış kollarımı bekliyor olacağım.
Şu yeni şarkılarının her sözünü mısra mısra, ince ince, hece hece okuyup anlamaya çalışıyorum da şimdi. Anlamlar çıkarıp, kendime yüklüyorum. Bazen utanmadan gülümsetiyorlar i.neler. :) Eskiler hep kötü olacak diye bir şey yok ya. Tarih hep mi kötü şeyleri yazıyor sanki. Güzel şeyleri hatırlatıp "of" çektiriyor bu şarkısı bana zira. Ben de sevdim. Herkes gördü. Napayım yani!
"Bize biraz umut lazım.
Diyaloglar, karavanlar."
Bugün biraz kötüyüm evet. 10 gün sonra tekrar işbaşı yaptık ondan mı? Yoksa üstümdeki şu ölü toprağını atıp gittiler de ben böyle altında kaldım diye mi bilmiyorum. Hem her zaman güçlü olmak zorunda değilim ya? Şu lanet öksürük de beni hayattan soğuttu. Ne geçmez illetmiş. Günlerdir öksür öksür! Belki ondan yıldım bu kadar. Bilmiyorum. Ne olursa olsun eve döner dönmez saçları toplayıp makyajı silip yumulacağım çocuğa. Sıkıysa güçsüz ol bakalım orda? Mümkün değil! Bırakın burda biraz mutsuz olayım. "Gelip gelip sormayın neyin var diye." şeklinde bağırıcam birazdan. Ne çok özlemişler benle geyik yapmayı, ciddi olunmaz mı benle??? Kötüyüm işte!
Ya da hayat da bir garip diye, hani vapurlar falan. :) Belki de ondan kötüyüm bilmiyorum.
Gemiler boş demiş Kaan, hayat da öyle sevgili Boşnak. Hayat da öyle.
Bize biraz umut lazım.
Biraz diyalog. Belki bir de karavan.
Boş gemiler.. Güzel olmuş anlayacağınız.
İyi dinlemeler. Bolca sevmeler.
Şu yeni şarkılarının her sözünü mısra mısra, ince ince, hece hece okuyup anlamaya çalışıyorum da şimdi. Anlamlar çıkarıp, kendime yüklüyorum. Bazen utanmadan gülümsetiyorlar i.neler. :) Eskiler hep kötü olacak diye bir şey yok ya. Tarih hep mi kötü şeyleri yazıyor sanki. Güzel şeyleri hatırlatıp "of" çektiriyor bu şarkısı bana zira. Ben de sevdim. Herkes gördü. Napayım yani!
"Bize biraz umut lazım.
Diyaloglar, karavanlar."
Bugün biraz kötüyüm evet. 10 gün sonra tekrar işbaşı yaptık ondan mı? Yoksa üstümdeki şu ölü toprağını atıp gittiler de ben böyle altında kaldım diye mi bilmiyorum. Hem her zaman güçlü olmak zorunda değilim ya? Şu lanet öksürük de beni hayattan soğuttu. Ne geçmez illetmiş. Günlerdir öksür öksür! Belki ondan yıldım bu kadar. Bilmiyorum. Ne olursa olsun eve döner dönmez saçları toplayıp makyajı silip yumulacağım çocuğa. Sıkıysa güçsüz ol bakalım orda? Mümkün değil! Bırakın burda biraz mutsuz olayım. "Gelip gelip sormayın neyin var diye." şeklinde bağırıcam birazdan. Ne çok özlemişler benle geyik yapmayı, ciddi olunmaz mı benle??? Kötüyüm işte!
Ya da hayat da bir garip diye, hani vapurlar falan. :) Belki de ondan kötüyüm bilmiyorum.
Gemiler boş demiş Kaan, hayat da öyle sevgili Boşnak. Hayat da öyle.
Bize biraz umut lazım.
Biraz diyalog. Belki bir de karavan.
Boş gemiler.. Güzel olmuş anlayacağınız.
İyi dinlemeler. Bolca sevmeler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)