Hayatın kum saatini, yanındaki tutarmış.
Benimki boşlukta sanırım o yüzden zaman bu denli yavaş. Günler geçmiyor. Zaman akmıyor.
Hayatım, kum saatim, öyle bir yerde, öyle imkansız birinde kalmış ki, ne alabiliyorum geri, ne çevirebiliyorum kum saatimi.
Yavaş zaman, biraz daha yavaş.
Şarkı bitmesin, Nejatın gönlü, Teonun sesi susmasın.
Zaman akmadığına göre, çıkmışım bütün akıllardan.
Madem öyleyse, dursun zaman..
24 Mart 2015 Salı
5 Mart 2015 Perşembe
^Derin
Havanın böyle olması bir tek bana yarıyor, hep bi kasvet olmalı ki yazayım dimi? =)
Yok yok, değişmiyorum aynıyım. Sadece içimdeki kötü şeyleri bastırmak adına güzel şarkıların, güzel havaların ve güzel yüzlerin arkasına sığınıyorum. Bugün önyargılı olduğum insanları düşündüm uzun uzun. O kmlerce önyargıya rağmen onları dinlediğimde bütün fikirlerimi değiştiren insanları.
Uzaklardan, derinlere inmeden deniz dümdüz görünür ya, işte biz insanlar da öyleyiz aslında. Uzaklardan, derinlerimize inmeden dümdüz, problemsiz, mutlu, huzurluyuz. Peki ya derinlerimiz? İnebilen kaç insan barındırırız hayatlarımızda? Bu insanlar yerlerini haketmişler midir de ordalar, yoksa sadece ihtiyacımızdan mı yararlanırlar?
Evet biliyorum aynı şeyi düşünüyoruz. Bence de bazıları haketmez, hakeder gibi görünürler, bize yakınlaşırlar ama asla gördüklerinin ötesine geçemezler.
İçinizi dinleyin biraz, dinlediğinizde duyabileceğiniz seslerin sahipleriyle konuşun. Uzaktan yargıladığınız ne kadar insan var ise, onları dinleyin. Arkada bambaşka hikayeler okuyun, bambaşka hatıralara ortak olun. Ve inanın! Size derinliklerini açmış olan BÜTÜN insanlara inanın. Çünkü derinlerini açabilen insanlar, çoktan sizin tarafınızdan kırılmaya mahkum etmişlerdir kendilerini. Bu riski almak adına ya sizi çok sevmişlerdir, ya da sizi çok..
Bu yazıyı okurken benim tarafımdaysanız, size söyleyeceğim sadece tek bir şey var;
Bile bile, isteye isteye paylaştığınız geçmişinizin bir gün gelip de önünüze duvarlar öreceğini asla unutmayın.
"Gün gelir, derinlerinizi açmak istersiniz, yaşadıklarınızdan korkarsınız ve açamazsınız.
Sonra derinleriniz birikir, denizler gibi yapayalnız kaldığınızda o yükün altından bir daha kalkamazsınız."
^Bubuksultan.
Gülümsedim?
Yok yok, değişmiyorum aynıyım. Sadece içimdeki kötü şeyleri bastırmak adına güzel şarkıların, güzel havaların ve güzel yüzlerin arkasına sığınıyorum. Bugün önyargılı olduğum insanları düşündüm uzun uzun. O kmlerce önyargıya rağmen onları dinlediğimde bütün fikirlerimi değiştiren insanları.
Uzaklardan, derinlere inmeden deniz dümdüz görünür ya, işte biz insanlar da öyleyiz aslında. Uzaklardan, derinlerimize inmeden dümdüz, problemsiz, mutlu, huzurluyuz. Peki ya derinlerimiz? İnebilen kaç insan barındırırız hayatlarımızda? Bu insanlar yerlerini haketmişler midir de ordalar, yoksa sadece ihtiyacımızdan mı yararlanırlar?
Evet biliyorum aynı şeyi düşünüyoruz. Bence de bazıları haketmez, hakeder gibi görünürler, bize yakınlaşırlar ama asla gördüklerinin ötesine geçemezler.
İçinizi dinleyin biraz, dinlediğinizde duyabileceğiniz seslerin sahipleriyle konuşun. Uzaktan yargıladığınız ne kadar insan var ise, onları dinleyin. Arkada bambaşka hikayeler okuyun, bambaşka hatıralara ortak olun. Ve inanın! Size derinliklerini açmış olan BÜTÜN insanlara inanın. Çünkü derinlerini açabilen insanlar, çoktan sizin tarafınızdan kırılmaya mahkum etmişlerdir kendilerini. Bu riski almak adına ya sizi çok sevmişlerdir, ya da sizi çok..
Bu yazıyı okurken benim tarafımdaysanız, size söyleyeceğim sadece tek bir şey var;
Bile bile, isteye isteye paylaştığınız geçmişinizin bir gün gelip de önünüze duvarlar öreceğini asla unutmayın.
"Gün gelir, derinlerinizi açmak istersiniz, yaşadıklarınızdan korkarsınız ve açamazsınız.
Sonra derinleriniz birikir, denizler gibi yapayalnız kaldığınızda o yükün altından bir daha kalkamazsınız."
^Bubuksultan.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)