15 Ocak 2014 Çarşamba

Yitirmeden

"Seni elleriyle büyüten bir kadın, gün gelir senin ellerinde hasta gözlerle sana bakarsa.. 

İşte ölmek bu, ölmek bundan daha kötü olamaz.."

Sonsuza dek yaşayacaklarını sandığımız sevdiklerimiz, bir gün bizi teker teker bu dünyada bırakıp gitmeye başlamadan, değer kıymet bilemeyecek kadar aptal canlılarız biz.

Halbuki ne var, daha çok sevsek, daha çok değer bilsek. Ne var sanki ellerini bırakmadan yaşayabilsek.

Ama kaybetmeden değer bilmeyiz. Kaybetmeden anlayamayız değer nedir? 

Ne de çok severmişiz, kaybetmeden bilemeyiz.

"Pinhani - Yitirmeden" şarkısı, bu gece şarkımız olsun.



Yitirmeden sevmeyi öğrenip, sevmelere doyamayalım diye.

Kokusunu özlemeden, yeterince koklayalım diye.

Anneanneleri, dedeleri hep daha çok sevelim, pamuklara saralım, hiç unutmayalım diye.

Allah hepsine daha uzun ömürler versin, biraz olsun biz de sevmeyi öğrenebilelim diye.


İyi geceler.
Bubuksultan.

8 Ocak 2014 Çarşamba

O Kadar

Nasıl bile bile inanıyoruz insanlara?

Her gülüşün, her dokunuşun arkasında yatan milyonlarca sebep varken nasıl inanıyoruz? 

İnanıyoruz çünkü ihtiyacımız inanmak. 
İnanıyoruz çünkü yaşamanın en büyük ihtiyacıdır inanmak.

Ben sana inanmışsam sanma ki kendimi kandırdım. 

Ben sana inanmışsam sanma ki inandım.

Sen benim ihtiyacımken inancımdın.

Şimdilerde ise sadece bir "inançsızlık"sın.

O kadar..

4 Ocak 2014 Cumartesi

Bub~um

--- Bir gün tüm cesaretimi toplayıp bütün gerçekleri anlatıcam sana.

Seni nasıl kullandığımı. Seni nasıl aslında hiç sevmediğimi. Neden yaptığımı, nasıl yaptığımı. Nasıl bu kadar iyi bir oyuncu olduğumu, hepsini anlatıcam.

Anlamıcaksın çünkü anlamak çok zor. Oyuncak olmak çok zor. Bilirim. 

Şimdi ihtiyacım olan tek şey, biraz zaman. 

Biraz, çok az, ZAMAN. ----

"Bubum"

3 Ocak 2014 Cuma

20:14


Neyse ki kimseler anlamadan ağladım, anlattım.
Aralık kalmış, Kasım bitmişken napayım yeni bir yılı?

"Neyse ki, tek bir kez denedim, onda da yine sana döndüm."