13 Aralık 2011 Salı

B-i-sigara molası..

Rüyalarınızda gece yatmadan önce düşündüğünüz şeyleri görür müsünüz hiç?

Uyumak istediğimde en çok düşündüğüm şeylerden biri öğrencilik evimdir. Huzur bulmak uğruna, kendimi çoğu zaman hala ordaymışım gibi, yalnızlığa alışmışım gibi, sessizliğe alışmışım gibi hissetmeye çalışıyorum. Bazen ailem o kadar fazla geliyor ki evin içinde. Duvarların üstüme üstüme geldiği zamanları özlediğimi farkediyorum.

Rahat rahat sigara içebilmek adına bunu artık babamın yüzüne haykırma kararı aldım bugün mesela.

Hastaysak hastayız, alkolsüz kendimi bok gibi hissediyorum. İçicem çünkü ona sarılmak istediğimde o da benden kaçarsa dayanamıyorum. Anneme bunu haykırcam bugün mesela.

Televizyon denen şeyden nefret ediyorum. Keşke sadece maçtan ibaret olsa hayat. Sigaram yansa, içkim elimde olsa ve insanlar topun peşinde koşsa.

Saçmaladım..

Yakın arkadaşlarım iyi bilirler. Okulun bitmesine yakın her gece içmeye başlamıştım. Resmen alkolik gibi. sabah kapıma dayanırlardı uyandırmak için. Ağlar ağlar "bitmesiiin bitmesin istemiyorum. ben daha büyümedim istemiyorum." şeklinde içer dururdum. O dönemime geri dönmek istiyorum şu an. Öyle sağlıklı ve öyle alkolik olmak istiyorum.

Evimi özledim.

Burda hapiste gibiyim. Burası benim evim değilmiş gibi hissediyorum. Ben evimi özledim.

Rüyalarımda kanıtladı bunu, bilinçaltım evimi yaşattı bana.

Zaten şu hayatta tek teşekkürü bilinçaltıma edebilirim. Zira bana yaşattıkları çoğu zaman muazzam oluyor.

Evimi özledim.

Evimi özledimmmm.

Acaba şimdi kim o mutfakta kahvaltı hazırlarken son ses müzik dinliyo...

Acaba şimdi kim? :'(







Ben o mükemmel hayatımı özledim....

Durduk yerde çalan yangın dedektörümü bile özledim ya..

O hayatın içinde tek mükemmel olmayan o dedektördü ve ben onu bile seviyordum..

Ha bide sandalyelerden biri dengesizdi sürekli düşerdi ama olsun..

Oooof iyi be.. O hayatım çok da mükemmel değildi belki ama, şimdiden güzeldi...................

Ben o az mükemmel ama mutlu hayatımı özledim..

8 Aralık 2011 Perşembe

B-parçaparam

Sabrınız dayandığınca tutunursunuz hayata. Ve sabrınız hep tükenir. Ama asla kopmazsınız hayattan. Nasıl bir ironidir bu?


Çift kişilikli olduğunuzu sandığınız oldu mu hiç? Ben sürekli sanıyorum..


Bastırdığınız kötü bir karakter, arada bir çıkar vücudunuzdan.. Diğer güzel, iyi olan herşeyi götürür sizden. Üstelik küstahtır da.. Kolaaay kolay gitmez bir yerlere. Ele geçirir herşeyinizi ve zamanla iyi olan herşeyi unutturup, yanlış kötü ne varsa onu güzelmiş gösterir gözünüze. Neyse ki o iyi yanınızı hatırlatıcak güzel insanlar vardır hayatınızda.. Bir gülücük bir öpücük dahi yeter onu, o güzel yanınızı hatırlamanıza. Hatırladığınız her an gözlerinizden yaşlar dökülürrr, dökülür.. bazen az bazen çok ama çoğu zaman gözleriniz şişecek kadar ağlarsınız. Pişman olursunuz. O içinizdeki ikinci kişiyi tekrar bastırırsınız. Ama bu hikaye tekrarlanıcaktır emin olun. O kötü karakter sizin en ezik olduğunuz yanınız çünkü. Kiminde para, kiminde ilgisizlik, kiminde yatak, kimindeyse aşk. 


O ezik, o bitkin, o hep istediğiniz ama ulaşamadığınız şey aşksa hele işiniz zor be dostlarım. 


Ama o kötü karaktere dur demeye sakın çalışmayın. Bırakın herşeyi oluruna. Ne olacaksa olsun.


Zira düşünerek hareket etmek hiç bir zaman fayda etmiyor. 


En azından anınızın tadını çıkarın.


Aynı çocuklar gibi...








"Şimdi o kötü karakterimle başbaşayım yine. Ve tek yapmam gereken bu lanet şarkıları kapatıp, akan rimellerimden ders çıkarıp, bir sigara daha yakmak.. "



4 Aralık 2011 Pazar

S-fin

"Dunyanin en sevilesi adamini sevdiyseniz bir kere, ne hata yaparsaniz yapin, o sevilesi adam sizi korur kollar.. Asla onsuz olamicaginizi farkettiginiz her an mutlu oluyorsaniz eger mutsuzluk nedir bilemezsiniz.. Ben tanidiginiz Burcu ya da hic tanimadiginiz ben Bubuksultan, acik ve net bunu burda aciklamak isterim ki, dunya uzerindeki en kotu en boktan insan olmus olsam bile, basima gelmis en guzel insan olan Mert Köktener'i butun olumsuz sartlara hayatin butun bokluklarina, uzayan yollara, onsuz gecen saatlere ve kader dedigimiz o lanet seye inat, 10 seneye meydan okurmuscasina hala cok ama cok seviyorum. "Beni oldugum gibi kabul eden bir ailem bir de sensin.. Sen de benim ailemsin.." 


Bana ragmen yasattigin her sey icin... Her sey icin tesekkur ederim...."


4 Aralık 2011 akşam saatleri yaklaşık 21:40da falan yazılmış bir yazı..
20 günde neleeer neler değişirmiş..
Farklı olan şey bu yazıyı otobüsten yazıyo olmam bence.. 
Çünkü uzaksanız her zaman uzaksınızdır ve yakınlaştığınız her an, mutlusunuzdur.
Ama biz aslaa uzaklaşamıyoruz artık..


Hoşgeldin Köktener..