Kötü günler geçirdik biliyorum. Kendi dertlerimizi unutup bir olduk, bazen "ulan böyle şeyler yaşamasak da paramız yok diye üzülsek, ne bileyim aşk acısı çeksek daha iyi olmaz mıydı?" dedik.
Ama geçiyor işte.
Kara lekeler sayfaları kirlettiği gibi kalıveriyor orda, hayatımıza devam ediyoruz. Haberlerde görürsek "kapat artık izlemek istemiyorum" diyoruz. Sosyal medyadan videoları artık izlememeyi tercih ediyoruz. Duygusal çöküntümüzü gidermek için evden çıkıp hava almayı tercih ediyoruz. Sonra bir bakıyoruz başkalaştırılmış toplumumuz kornalarla sevinç konvoyları atıyor. Pes diyoruz, "pes be kardeşim!"
^^"Hiç öpmeyim canım, sen çok cahilsin." gibi.^^
O kara geceyi de sayarsak bugün 3. gece. Kendimi kafa olarak rahatlatmam gerektiğini düşünüp yarın işe gidecek olmanın stresi üstüme bastıkça daha çok yoruluyorum. Müzik güzel geliyor yalnız ruha. Bugün gidip iki plak daha alarak kendimi biraz şımarttım ben. Kendimizi biraz şımartmazsak zaten yaşamaktan keyif alamayacağız bu ülkede. Çünkü onlar bizi şımartmak için hiç bir şey yapmıyor. Bakın mottonuz olsun bu, unutmayın bunu.
Bu arada Teoman ne güzel adam. Albümün başlarında "bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna" diyor, sonralarda ise küçük bir kar tanesinin onca yolu uçup tam da dilinin ucuna konduğundan bahsediyor. Umut veriyor. Olmayacak bir şeyleri olduruyor, keman sesleriyle balonlar uçuruyor kalbimden.
Uçan balonlar nereye gidiyor diye sorguladım birden? Patlamıyorlardır belki ne biliyorsunuz? Evrene gönderilmiş mesajlarımızı yiyen uzaylılara inanıyoruz da uçan balonları kaçıran uzaylılara neden inanmıyoruz?
Öyle işte.
Zaman hızlıca akıp gidiyor. Bu ülke ömrümüze kara kara sayfalar bırakıyor. En azından güzel sözler güzel sesler var hayatımızda, gözlerimin önüne o gencecik askerler gelmeden sadece gitar sesinde kaybolmaya çalışıyorum ancak..... Sadece çok üzgünüm işte, sizler gibi ben de çok üzgünüm.. Ve bu üzgünlük geçmesin istiyorum sanırım. Hayatımıza devam edemeyelim...
Ya da gelin gidelim buralardan..
Hadi, bir an önce gidelim..
B.
"al tüm param bu dedim
boşver dedi sende kalsın
bir parça yeter ufak
kopar ver yiyeceğinden
etrafına bak
onlardan olma sakın
yola koyul küçük küçük
git buralardan"