""Arkanda bıraktığın bir avuç kadar insan..
Seni sadece fotoğraflarından görebildiği kadarıyla, gözlerindeki cesaretle takip eden, şimdi yattığın yerden kalkıp gelmeni bekleyebilecek kadar ümitsiz, getirildiği her noktaya küfürler yağdıran ama yine de ses getiremeyen bir avuç kadar insanız işte..
Senin bir bakışın, bir sözün dahi olamayacak kadar çelimsiziz. Bir o kadar yüreksiz, bir o kadar anlamsız, mutsuz, çaresiz..
Ölümünün ardindan 74 sene geçmiş, ve ne yazık ki, seni tanıması engellenen bir sürü küçük adamla yolumuza devam etmeye çalışıyoruz.. Belki de geçmişte Türk olduğunu unutmuş, Ata'sının gözlerini hayatında hiç görmemiş bir sürü küçük adam(!) olacak.. Ve evet bu beni bizi hepimizi korkutsa da buna engel olamiyoruz.. Acınacak haldeyiz..
Biliyorum, farkındasın her şeyin.. Ama ne yazık ki, farkındalık yetersiz..
Belki de hiç üzülmüyosundur halimize, belki de seni şu an hiç haketmediğimiz için, bizlere acımıyosundur..
Sadece tek bir şeyi unutmamanı dilerim. O bir avuç insan seni yaşatmak için yaptığı ve yapacağı her adımda senin yolunu izler olmuş, senin gözlerinle bakmaya çalışıyor hayata..
Ve o bir avuç insanın, şimdi yüreği buruk..
Her sene olduğu gibi bu sene de hüzün dolu yüreklerimiz.. Yaş dolu gözlerimiz..
Bizler seni gerçekten çok özledik..""
Rahat uyu Atam.. Uyuyamadığını bilsem de, tek dileğim, sen bari RAHAT UYU..
10 Kasım 2012 Cumartesi
5 Kasım 2012 Pazartesi
Final Sorusu (:
""Final haftası geldiii, çattı.. Afedersniz ama diye başlayıp devam edecek olduğum cümlenin sonunda, bünyaminin sesi kulaklarımda.. "Hem afedersin diyon, hem de küfür ediyon.." Pek küfür de sayılmaz Bünya, yumurta kıçımıza dayandı diyecektim.. Herkeste bir telaş, "Aman ders, aman çalışalım.." Kütüphane tıklım tıklım dolu zaten bırak oturmayı, adım atıcak yer bulamıosun.. Bana da bir şevk gelmedi değil tabe, "Hade kızım yaparsın sen.." başladım çalışmaya...
"Ağlarla kaplı hiç bilemezsin, her yanım....."
Ne demişim en son, ha evet, başladım çalışmaya.. Allahtan etrafımda illaki bir-iki gıdacı var ki ayakta durabiliorm.. "Ayakta neden duramayasın??" demeyin, ders çalışmak beni birazz.. nasıl desem.. biraz kasıyo işte.. Şey gibi, hani bi oyun yüklersiniz bilgisayarınıza, ama pc kasar yavaş gösterir, sesler geç gelir, yaratıklara vuramazsınız ölürsünüz.. sonunda da bilgisayarınıza saldırırsınız, onu camdan atarsınız vurursunuz kırarsınız.. Aynen onun gibi işte.. Oyun benim için ders, bilgisayar benim ta kendm, beni döven o gençte biricik üniversitemiz Orta Doğu.. ( oğlum olursa ismini Orta Doğu mu koysam? Şık oldu sanki :) ) Sevmiorum çalışmayı, sevsem de anlamıorum, anlasam da sınavda yapamıorm.. aynı durumlarda olan arkadaşlarıma, kendime dediğim gibi "Allah sabır versin, Amin." diyorum..
İyi hoş.. Final haftası, tamam.. Çalışmak lazım, tamam.. Peki ya sosyal ihtiyaçlar nolucak? Bu okul hep kötü adam, zaman zaman elektrik süpürgesi olup ruhumuzu emio, bazen de dayağın alasını yediğimiz o oyunkolik (derskolik mi demeliyim?) genç oluyor.. birşeyler yapmalı..
Heh işte.. Ben ve arkadaşlarım (12 kişi falanızdır sanıyorum) "Hem ders hem eğlence birlikte yürütülebilir olmalı.. " dedik (ki bunu bir tek ben dedim onların haberi yok) Sabah 9buçukta kütüphanede bir kısım buluştuk az da olsa bişiiler çalıştık içimizi rahatlattık.. :) soraa saatler 02:40 ı gösterdiğinde Bünyamin Bey saolsunlar bizi bişiiler yemeğe götürdü.. Meşşşhuuurr Konya Evi'ne gittik.. Aman allahım o nasıl pide? pide denmez buna bu tapılası birşey.. Bayıldık.. Yedik içtik muhabbet derken 4buçuk seansına Body of Lies'a gidelim dedik.. Atladık taksiye Cepa'ya.. Tabi bu arada 10 kişiden 5e ani bir düşüş yaşadık.. resmen satıldık.. (bu gıdacılar hep böle :)) Film ayrı bir güzel geldi öle güzel yemeğin ardından.. Gerçekten çok beğendim filmi bu arada şiddetle tavsiye ediorum.. :) Film bitti okula dönücez.. Taksiye binelim diorum, bindirtmediler illa yürücez.. iyi tmm A1e kadar yürüdük, taa bide ordanda yürücezzz.. "Oldu canım" dedim içimden, hatta dışımdan da demiş olabilirim bilmiorm.. "Ben otostop çekicem sizi bilmem." dememle arabanın biri durdu, bizi de yurtlara kadar bıraktı saolsun.. :)
Ama biz deliler deliler delilier.. "Akşam da boş durulmaz" dedik.. Ne var ne var, "Oha IF'te Yasemin Mori varrr..!" Sikerim finalini de okulunu da. Lanet gelsin. Gencim lan ben, oturup ders çalışarak hayat mı geçer? Geçmez tabi lan. Eğlenmeden üniversite mi okunur? Okunmaz tabi. Ee, hadi konsere?
Elimle bulduğum bir kaç kişi, bir kaç bardak vodka, bir kaç bağırış, bir kaç şarkı. Yetti de arttı eğlenmeme. Zaten ders çalışmak harici her ne yaparsam yapayım, eğlenmeme yeter de artardı bu psikolojide, öyle de oldu. :)
Dip Not: Emre rica ediorum Ankara içinde biraz yol ezberle.. İki beykoza gidip çorba içelim dedik 1 saatimiz yolda geçti zaten.. sana dedim bırak ben anlatayım die ama dinlemedin ki, olcağı bu.. "Böle kendimi uzun bir yolculuk esnasında gibi hissediyorum.. sanki mola vermişiz de çorba içiyorum.. Sanırım dön dön dön başım döndü ondan oldu.. "
Herşey için teşekkrler arkadaşlar.. iyiki varsınız.. hep hayatımda olun emi.. :)
Üzerinden saatler geçmiş olsa da, sesi kulaklarım da.. Mori'ye de sonsuz teşekkürler burdan.. Yine gel :)""
5 senelik okulu, ahanda hep boyle yasayarak hic bir dersten kalmayip tam 5 senede bitirdim. Ben zeki değilim de, zeki olan sendiysen, valla kendimi vururum hocam! :)))
"Ağlarla kaplı hiç bilemezsin!
her yanım her sözüm her savaşım her yönüm
öyle zor, öyle zor geliyor ki her yeni gün..."
"Ağlarla kaplı hiç bilemezsin, her yanım....."
Ne demişim en son, ha evet, başladım çalışmaya.. Allahtan etrafımda illaki bir-iki gıdacı var ki ayakta durabiliorm.. "Ayakta neden duramayasın??" demeyin, ders çalışmak beni birazz.. nasıl desem.. biraz kasıyo işte.. Şey gibi, hani bi oyun yüklersiniz bilgisayarınıza, ama pc kasar yavaş gösterir, sesler geç gelir, yaratıklara vuramazsınız ölürsünüz.. sonunda da bilgisayarınıza saldırırsınız, onu camdan atarsınız vurursunuz kırarsınız.. Aynen onun gibi işte.. Oyun benim için ders, bilgisayar benim ta kendm, beni döven o gençte biricik üniversitemiz Orta Doğu.. ( oğlum olursa ismini Orta Doğu mu koysam? Şık oldu sanki :) ) Sevmiorum çalışmayı, sevsem de anlamıorum, anlasam da sınavda yapamıorm.. aynı durumlarda olan arkadaşlarıma, kendime dediğim gibi "Allah sabır versin, Amin." diyorum..
İyi hoş.. Final haftası, tamam.. Çalışmak lazım, tamam.. Peki ya sosyal ihtiyaçlar nolucak? Bu okul hep kötü adam, zaman zaman elektrik süpürgesi olup ruhumuzu emio, bazen de dayağın alasını yediğimiz o oyunkolik (derskolik mi demeliyim?) genç oluyor.. birşeyler yapmalı..
Heh işte.. Ben ve arkadaşlarım (12 kişi falanızdır sanıyorum) "Hem ders hem eğlence birlikte yürütülebilir olmalı.. " dedik (ki bunu bir tek ben dedim onların haberi yok) Sabah 9buçukta kütüphanede bir kısım buluştuk az da olsa bişiiler çalıştık içimizi rahatlattık.. :) soraa saatler 02:40 ı gösterdiğinde Bünyamin Bey saolsunlar bizi bişiiler yemeğe götürdü.. Meşşşhuuurr Konya Evi'ne gittik.. Aman allahım o nasıl pide? pide denmez buna bu tapılası birşey.. Bayıldık.. Yedik içtik muhabbet derken 4buçuk seansına Body of Lies'a gidelim dedik.. Atladık taksiye Cepa'ya.. Tabi bu arada 10 kişiden 5e ani bir düşüş yaşadık.. resmen satıldık.. (bu gıdacılar hep böle :)) Film ayrı bir güzel geldi öle güzel yemeğin ardından.. Gerçekten çok beğendim filmi bu arada şiddetle tavsiye ediorum.. :) Film bitti okula dönücez.. Taksiye binelim diorum, bindirtmediler illa yürücez.. iyi tmm A1e kadar yürüdük, taa bide ordanda yürücezzz.. "Oldu canım" dedim içimden, hatta dışımdan da demiş olabilirim bilmiorm.. "Ben otostop çekicem sizi bilmem." dememle arabanın biri durdu, bizi de yurtlara kadar bıraktı saolsun.. :)
Ama biz deliler deliler delilier.. "Akşam da boş durulmaz" dedik.. Ne var ne var, "Oha IF'te Yasemin Mori varrr..!" Sikerim finalini de okulunu da. Lanet gelsin. Gencim lan ben, oturup ders çalışarak hayat mı geçer? Geçmez tabi lan. Eğlenmeden üniversite mi okunur? Okunmaz tabi. Ee, hadi konsere?
Elimle bulduğum bir kaç kişi, bir kaç bardak vodka, bir kaç bağırış, bir kaç şarkı. Yetti de arttı eğlenmeme. Zaten ders çalışmak harici her ne yaparsam yapayım, eğlenmeme yeter de artardı bu psikolojide, öyle de oldu. :)
Dip Not: Emre rica ediorum Ankara içinde biraz yol ezberle.. İki beykoza gidip çorba içelim dedik 1 saatimiz yolda geçti zaten.. sana dedim bırak ben anlatayım die ama dinlemedin ki, olcağı bu.. "Böle kendimi uzun bir yolculuk esnasında gibi hissediyorum.. sanki mola vermişiz de çorba içiyorum.. Sanırım dön dön dön başım döndü ondan oldu.. "
Herşey için teşekkrler arkadaşlar.. iyiki varsınız.. hep hayatımda olun emi.. :)
Üzerinden saatler geçmiş olsa da, sesi kulaklarım da.. Mori'ye de sonsuz teşekkürler burdan.. Yine gel :)""
5 senelik okulu, ahanda hep boyle yasayarak hic bir dersten kalmayip tam 5 senede bitirdim. Ben zeki değilim de, zeki olan sendiysen, valla kendimi vururum hocam! :)))
"Ağlarla kaplı hiç bilemezsin!
her yanım her sözüm her savaşım her yönüm
öyle zor, öyle zor geliyor ki her yeni gün..."
3 Kasım 2012 Cumartesi
Bana Bir Masal Anlat Baba
"Kız çocukları babalarına aşık olurlar zaten.."
Gözümü açtığım andan beri ona nasıl hayranlıkla baktığımı annem anlatır dururdu.. Boyum çok çok kısayken o koca göbeğinin üstne sığdığımı ve orda yatağımdan daha rahat bir şekilde uyuduğumu sölerlerdi.. İlaçlama görevlerine gittiğinde aylarca eve gelmediğinde, koltuğa oturup ayaklarımı koltuğa vurarak "babam nerde babamı istiorum." diye bağırırmışım.. birkeresinde ilaçlama içn tekrar gidecekken, "neden gidiyorsun babacığım" dediğimde, "para kazanmaya gidiorum kızım" demiş.. koştur koştur odama gidip, elimde 5bin lira ile dönüp, "benim var param, gitme" demişim.. hala saklar cüzdanında o parayı.. gösterir arada konuşuruz, "ne kadar safmışım, ne güzelmiş" diye geçiririm içimden.. o zamanda yemek özürlüymüşüm.. bir pilot kızı olarak, annem yemek yedirirken kullanıcağı ilgi çekici cümleyi "uçak gelio uçak" seçmiş, ama yanlış yapmış.. zira biraz aklım basmaya başladığında, "sen bana babamı mı yediriosun" diye cıngar çıkartmışım.. 1 gn boyunca da ağzıma tek bi lokma dahi sürmemişim.. (inatçılık çocukluktan kalma..)
Hiç aşık olmadan öncelerimi düşündüm bugün.. Tek aşkımın babam olduğu.. ne güzelmiş dedim.. Elimden tutup güvercinlere yem atmaya götürdüğü o pazar günlerini özlediğimi farkettm.. yazları deniz kumsal sevmediğim zamanları, onun yerine dağa tırmanalım, tarihi yerleri gezelim die yanıp tutuştuğum çocukluğumu özledim.. meğer ne zormuş o günlere dönmek.. zarzor hatırladığım sarı kız efsanesi en sevdiğim masaldı halbuki.. ama eminim o bugün onu dinlerken gözlerimin dolmasından herşeyi anlamıştı.. O zamanlari nasıl özlediğimi.. pişman olduğumu.. zamanımı çok boş şelere harcadığımı yeni yeni anladığımı..
Aşkla yaşamaya çalışmaktan başka hiçbişi yapmadım ben.. Ben pes ettim ama o asla etmedi.. hep yanımda oldu en zor en utanç verici anımda da, en mutlu en gurur verici anımda da.. hiç üşenmedi, hiç yorulmadı.. öle minnettarım ki.. başka bi erkek daha bunu yapabilirmi bilmeden, aşık olmaya çalışmak ne kadar saçma.. Onun için dedim ya, dönüm noktasıdır bu zamanlarım.. öle büyütmüştür ki beni bu zamanlar, babam gibi biriyle evlenicem demeyi bile saçma buluorum artık.. Aşk tek bir tanedir.. bir tane kalmalıdır.. hakkedene verilmelidir.. Bende de hak eden bir tanedir.. O da hayatimdaki tek gercek aşk, Babamdır..
Keşke okuyabilsen bunları.. ya da sana bu kadar açık konuşabilsem..
Bugün beni kapıda karşıladığında, gözlerimi dolduran şeyin sadece duygulanma olmadığını söyleyebilsem..
"Bana bir masal anlat baba.. anlatırken tut elimi, uykuya dalıp gitsem bile... bırakıp gitme sakın beni.."
Seni çok seviyorum......
Gözümü açtığım andan beri ona nasıl hayranlıkla baktığımı annem anlatır dururdu.. Boyum çok çok kısayken o koca göbeğinin üstne sığdığımı ve orda yatağımdan daha rahat bir şekilde uyuduğumu sölerlerdi.. İlaçlama görevlerine gittiğinde aylarca eve gelmediğinde, koltuğa oturup ayaklarımı koltuğa vurarak "babam nerde babamı istiorum." diye bağırırmışım.. birkeresinde ilaçlama içn tekrar gidecekken, "neden gidiyorsun babacığım" dediğimde, "para kazanmaya gidiorum kızım" demiş.. koştur koştur odama gidip, elimde 5bin lira ile dönüp, "benim var param, gitme" demişim.. hala saklar cüzdanında o parayı.. gösterir arada konuşuruz, "ne kadar safmışım, ne güzelmiş" diye geçiririm içimden.. o zamanda yemek özürlüymüşüm.. bir pilot kızı olarak, annem yemek yedirirken kullanıcağı ilgi çekici cümleyi "uçak gelio uçak" seçmiş, ama yanlış yapmış.. zira biraz aklım basmaya başladığında, "sen bana babamı mı yediriosun" diye cıngar çıkartmışım.. 1 gn boyunca da ağzıma tek bi lokma dahi sürmemişim.. (inatçılık çocukluktan kalma..)
Hiç aşık olmadan öncelerimi düşündüm bugün.. Tek aşkımın babam olduğu.. ne güzelmiş dedim.. Elimden tutup güvercinlere yem atmaya götürdüğü o pazar günlerini özlediğimi farkettm.. yazları deniz kumsal sevmediğim zamanları, onun yerine dağa tırmanalım, tarihi yerleri gezelim die yanıp tutuştuğum çocukluğumu özledim.. meğer ne zormuş o günlere dönmek.. zarzor hatırladığım sarı kız efsanesi en sevdiğim masaldı halbuki.. ama eminim o bugün onu dinlerken gözlerimin dolmasından herşeyi anlamıştı.. O zamanlari nasıl özlediğimi.. pişman olduğumu.. zamanımı çok boş şelere harcadığımı yeni yeni anladığımı..
Aşkla yaşamaya çalışmaktan başka hiçbişi yapmadım ben.. Ben pes ettim ama o asla etmedi.. hep yanımda oldu en zor en utanç verici anımda da, en mutlu en gurur verici anımda da.. hiç üşenmedi, hiç yorulmadı.. öle minnettarım ki.. başka bi erkek daha bunu yapabilirmi bilmeden, aşık olmaya çalışmak ne kadar saçma.. Onun için dedim ya, dönüm noktasıdır bu zamanlarım.. öle büyütmüştür ki beni bu zamanlar, babam gibi biriyle evlenicem demeyi bile saçma buluorum artık.. Aşk tek bir tanedir.. bir tane kalmalıdır.. hakkedene verilmelidir.. Bende de hak eden bir tanedir.. O da hayatimdaki tek gercek aşk, Babamdır..
Keşke okuyabilsen bunları.. ya da sana bu kadar açık konuşabilsem..
Bugün beni kapıda karşıladığında, gözlerimi dolduran şeyin sadece duygulanma olmadığını söyleyebilsem..
"Bana bir masal anlat baba.. anlatırken tut elimi, uykuya dalıp gitsem bile... bırakıp gitme sakın beni.."
Seni çok seviyorum......
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)