6 Mart 2012 Salı

Tarifsiz

Aşk ne kadar kolay ve ne kadar zor.
Aşk tamamen zıt binlerce kavramın birleşimi gibi.

Kazandığında azalan, kaybettiğinde çığ gibi büyüyen bir yük sanki.
Bittiğinde biten, başladığında bitiren.
Bazen saatlerce güldüren, bazen öldüren.

Aşk tarifsiz. Aşk, tek tük aşk.

Karşındakinin seni, en az senin onu sevdiğin kadar sevdiğini zannetmendir aslında aşk.
Ama çoğu zaman aldanırsın bu yalan hislere.
Gidenlerin ardından ağlamanın nedeni de bu olucaktır zaten.
"İkimiz de aşıktık. Beni nasıl unutur?"
Unutur işte lan, unutur. Bal gibi de unutur.

Hatalarla unutur.
Ümidi kalmadığında unutur.
Sevmemiştir unutur.

Ve insan, onun gitmediğine kendini inandırdıkça mutsuz olur. Acı çeker.
Sonra da "aşk acıtırmış" der.

Halbuki aşk acıtmaz. İnsan acıtır.

Aşk tarifsiz. Aşk, yarım yamalak aşk.

Dedim ya aşk bir çok zıt tanımın birbiriyle iç içe girmesi.

Aşk acı..

Karşılıksız herşey aşk.
Kavuşamayan herkes aşk.


Ama karşılıklı olduğunda öyle güzel, öyle dokunulmaz ki.
Herşeye, ölüme bile rağmen ayakta kalan tek şey aşk.

Aşk yaşanılası.

Aşk aynı adamla tekrar tekrar yaşanılabilen tek güzel şey.

Aşk işte. Tarifsiz. Ya da çok tarifli.

Ben çok konuştum. Artık kararı siz verin. :)